Son bir haftadır, bir Whiplash furyasıdır, malumunuz almış gidiyor.
Ben de kendisini sonunda izlemeye nail oldum. Hatta sık sık bazı sahneleri tekrar izlediğimi itiraf etmeliyim.
Hayır, karşımda muhteşem bir film yok ama gayet iyi işlenmiş bir film duruyor.
Ülkenin en iyi müzik okulu Shcarffer' da, ilk senesini okuyan ve dünyanın en iyi caz bateristlerinden biri olma hayalini kuran Andrew (Miles Teller), okulun saygı ve korkuyla karşısında titrediği ve şimdiye kadarki tüm öğrencilerini iyi yerlere ulaştırmış caz ustası Fletcher' ın (J.K. Simmons) ekibine katılır. Bundan sonra ise Andrew' u; psikolojik, duygusal ve fiziksel anlamda zorlu bir mücadele beklemektedir. Bu yolda, Fletcher' ın da desteğini alıp, hayallerine kavuşacak olan ''işareti'' verebilecek midir, yoksa tüm özgüvenini yitirip, düşlerine veda mı edecektir?
Whiplash, Miles Teller' ın kariyeri için ciddi anlamda bir dönüm noktası diyebilirim. Daha önce hep ergen rolleriyle hafızamıza kazınmıştı. Bu filmle birlikte, Andrew' un olduğu kadar, kendisinin de rüştünü ispatlama çabasına şahit olacağız.
19 yaşındaki bir öğrenciyi canlandıran aktörü, en son Two Night Stand de izlemiştik.
J.K. Simmons ise, bana göre yardımcı değil, filmin asıl aktörü konumunda. Terrence Fletcher' a öyle ustalıkla hayat vermiş ki, sanki o bir dolu azarı, küfürü Andrew değil de, biz işitiyoruz.
Tabi bir de muhteşem bir caz şarkısıdır kendisi.
Eh, bunların hepsi de filmde mevcut.
Müziklerden bahsetmek gerekirse... İşte benim filmi en çok sevme nedenim de zaten bu.
Whiplash' i bize her anlamda yaşattığını ve Caravan' ı filmden sonra defalarca dinlemeye sebep olacağını belirtmeliyim. Tabi bir de, Buddy Rich 'in solo performansını hayranlıkla hatırlayacağız.
Filmi belki her sinemasever beğenmeyecek ama müzikseverler de asla es geçmeyecek.
Yalnız, unutmamalı ki, film caz hakkında değil.
Caz bu filmde sadece, iktidara ve boyun eğmeye
Film 5 dalda Oscar adayı ve J.K. Simmons'a Golden Globes' da, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazandırdı bile.
Ayrıca Sundance' den de dramatik kategoride Seyirci ve Büyük Jüri ödülleriyle döndü.
Benim tahminimce, En İyi Filmi, Oscar' da kucaklayamayacağı yönünde.
En İyi Uyarlama Senaryo ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödüllerinin ise gerçekten güçlü adaylarından biri.
Film hakkında birkaç nota değinmek gerekirse;
- Sadece 19 günde çekildi.
- 2013 yılında, öncelikle kısa film olarak izleyicilerle buluştu. Sundance Festivali' nde Jüri Özel Ödülü'nü kucaklayınca, uzun metraj için de sponsor bulunmuş oldu.
Kısa versiyonda Miles Teller yok ama J.K. Simmons var.
- Filmin yönetmeni ve senaristi Damien Chazelle henüz 30 yaşında!
- Bateriyi çalan gerçekten de Miles Teller! Filmin çok az sahnesinde dublör kullanılmış. Ayrıca, bateriyi çalarken ellerinin kanadığı sahneler, gerçekten yaşanmış.
-J.K. Simmons da, müzik alanında vakt-i zamanında eğitim almış.
- J.K. Simmons, izleyenlerin bileceği bir nevi ''isyan'' sahnesinde iki kaburgasını kırmış. Filmdeki diğer fiziksel şiddet sahneleri de gerçekmiş.
-Baterideki ziller İstanbul ve Zildjian markalı.
Bilmeyenler için dip not: Marka; Osmanlı zamanında, İstanbul' da bir ermeni usta tarafından yaratıldı. Torunları tarafından ABD menşeili olarak yıllardır rock ve (özellikle) jazz orkestralarının değişmez ismidir.
İyi seyirler!
Süper bir post olmuş açıkçası arada kalmıştım. Yine de izlemeyi düşünüyorum.
Sevgiler
Evren
www.birdilimdus.blogspot.com
Yazı dilinize bayıldım ne kadar guzel anlatmışsınız sevgılerımle
http://pinarinkazani.blogspot.com.tr
Bende izlemeyi düşünüyorum,paylaşım için teşekkürler.
http://denizkokusuu.blogspot.com.tr/
Paylaşım için teşekkürler..
Merhaba canım Pembe Makyaj Çantam Bloğum taşındı yeni adresimde de takibini beklerim. Sevgiler... blogkizsalseyler